Source: https://www.nationalgeographic.com/news/2017/11/climate-change-usa-government-science-environment/

1990 gibi erken bir tarihte Hükümetlerarası İklim değişikliği (IPCC) Paneli, iklim değişikliğinin en büyük tek etkisinin insan insan göçü üzerine olabileceğini belirtmiştir – kıyı şeridi erozyonu, kıyı selleri ve tarımsal bozulma nedeniyle milyonlarca insan yer değiştirdi

Basitçe ifade etmek gerekirse, iklim değişikliği dünyanın bazı bölgelerini yaşamak için çok daha az uygun hale getirerek, gıda ve su kaynaklarının daha güvenilmez hale gelmesine neden olarak ve sel ve fırtınaların sıklığını ve şiddetini artırarak nüfus hareketlerine neden olacaktır. Aynı bölgeler çok daha sıcak ve daha kuru olacak — bölgedeki arazi oranı sürekli kuraklık 2050 yılına kadar yüzde 2’den yüzde 10’a çıkması bekleniyor. Öte yandan değişen yağış modelleri ve daha yoğun bir hidrolojik döngü, aşırı hava olayları Kuraklık, fırtına ve sel gibi olayların giderek daha sık ve şiddetli hale gelmesi bekleniyor.

Eşit derecede olsa da iklim dışı etmenler önemlidir. Pek çok doğal afetin en azından kısmen “insan yapımı” olduğu açıktır. Bir doğal afet (yaklaşan bir fırtına gibi) eğer bir topluluk etkilerine özellikle savunmasız ise ancak bir “doğal afet” olur. Örneğin, tropikal bir tayfun, erken uyarı sistemi yoksa, evler kötü inşa edilmişse ve insanlar bir fırtına olayında ne yapacaklarının farkında değilse felaket olur.
. Bir topluluğun savunmasızlığı, bu durumda, topluluğun iklim koşullarına (kıyı konumu gibi) ve topluluğun uyarlanabilir kapasite (belirli bir topluluğun fırtınanın en kötüsünü atlatma ve ondan sonra iyileşme kapasitesi) maruziyetinin birfonksiyonudur.

Farklı bölgeler, ülkeler ve topluluklar çok farklı uyum kapasitelerine sahiptir: Örneğin Sahel’deki pastoral gruplar, Himalayalar’daki dağ sakinlerinden farklı bir dizi doğal tehlikeyle başa çıkmak için sosyal, kültürel ve teknik olarak donanımlıdır.42 Ulusal ve bireysel refah, kırılganlığın açık bir belirleyicisidir – daha iyi afet riskinin azaltılmasına, afet eğitimine ve daha hızlı müdahalelere olanak sağlar. 1994’ten 2003’e kadar yüksek insani gelişmeye sahip ülkelerdeki doğal afetler olay başına ortalama 44 kişiyi öldürürken, düşük insani gelişmeye sahip ülkelerdeki afetler her biri ortalama 300 kişiyi öldürdü.

İnsanların göçü